Selülit
derinin alt tabakasında, yağ dokusunun hemen çevresinde oluşan
ve derinin üst bölümünde pütür pütür görüntü bırakan
bir hastalıktır. Kadınların korkulu rüyası olan ve bir güzellik
kusuru olarak kabul edilen selülite karşı önlemler alınmalıdır.
BESLENME
Beslenme ne
kadar fazla tek yönlü olursa, selülite o kadar çabuk aday
olursunuz. Özellikle de fast fooda ve hazır yemeklere karşı
olan eğilimimiz dokuları kötü yönde etkiliyor.Hayvansal yağlar,
şeker ve tuz da en kötü düşmanlarımız. Bunlar yağ hücrelerini
şişiriyorlar, dokularda su yapıyorlar ve vücudun atıklardan
temizlenmesini önlüyorlar. Özellikle de yağlar doyma hissini
büyük ölçüde etkiliyor. Örneğin, mayonezli patates
salatası veya kızartması yerken "doydum" sinyali
karbonhidratlı bir öğünden (örneğin spagetti) çok daha
geç gelir. Sonuçta daha fazla yeriz ve dokulardaki yağ
depolarını aşırı derecede besleriz. Hücreler şekilsiz bir
kütle haline gelir ve on kat daha büyür. Bu nedenle yemek
listenizde taze, yağsız ve besleyici maddeleri fazla olan
yiyecekler bulunmalıdır. Meyve, sebze, kepek, çavdar
ürünleri ve baklagiller gibi. Bu besinlerde bir yanda dokuları
atık maddelerden temizleyen, öte yanda hücrelere besleyici
maddelerin naklini çabuklaştıran fazla miktarda potasyum
vardır. Portakal, muz, karpuz, avokado, havuç, şalgam, fasülye,
bezelye ve patates fazla miktarda potasyum içerirler.
BAKIM
Günümüzün
yeni antiselülit kremleri deriye hemen giriyor ve doğrudan
doğruya yağ hücrelerini etkiliyor. Etkili maddelerin bazıları
yağ depolarını bloke eder, bir kısmı trafik polisi gibi etki
yapar, yağ alımını ve naklini ayarlar. Baş aktörlerin biri
de kafeindir. Kafein yağıayrıştıran enzimleri harekete geçirir
ve bununla birlikte lenf akışını kolaylaştırır. Su en iyi
temizleyici maddedir. Bol su içmek dokuları zehirli ve atık
maddelerden temizler. Ayrıca kalsiyum, potasyum, demir ve
magnezyum gibi maddeler dokuları sıkılaştırırlar. Bunların
etkisini dışarıdan kullanılan antiselülit ürünleri
kuvvetlendirir. Aynı zamanda vücudun atıklardan
temizlenmesinde de etkili olur.
MASAJ
Selülitte
özellikle de etkili olan insanın kendi yaptığı drenajdır.
Bu nedenle kendi kendinize şu masajı yapın: Masaja okşama
hareketleriyle başlayın. Üst uyluklara önce bir, sonra iki
elinizle yumuşak bir şekilde aşağıdan yukarı doğru kalçalarınıza
kadar masaj yapın. Daha sonra derinizi sıkıştırmadan baş ve
işaret parmaklarınızın arasına alın ve yoğurur gibi masaj
yapın ve bu arada dizlerin iç tarafını unutmayın. Antiselülit
kremlerinin dokulara etkisi, daha önce masaj yapıldığı
takdirde iki kat daha fazla olur. Nedeni, lenf ve kanın harekete
geçmesidir.
DURUŞ
Yüksek
topuklar, yanlış yürüme hareketleri, kambur oturma... Bunlar
selülite yol açan nedenlerdir. Çünkü bu saydıklarımız
toplardamarlarda ve lenf damarlarında kanın geriye doğru
akışını olumsuz yönde etkilerler.Özellikle de yanlış bir
oturma şeklinde iç organlar sıkışır. Sonuçta zehirli
maddeler vücuttan o kadar çabuk çıkmaz ve atık maddeler
dokularda toplanır. Ve deri gevşer, çukurlar oluşur. Bu
nedenle her zaman şunu düşünün: Karın içeri, göğüsler dışarı.
Dik durma vücudu uzatır ve daha zayıf görünürsünüz. Oturuş
için de aynı şey geçerlidir: Duruş hatalarını bilinçli
olarak dengelemek için sırt egzersizlerinin yararı vardır.
Haftada iki kere jogging ve bisiklete binmeyle buna yardımcı
olun.
ENZİMLER
Enzimler tam
bir yağ yiyicidirler. Bu enzimler elmada vardır ve yiyeceklerin
hiçbir engelle karşılaşmadan değerlendirilmesini ve
nakledilmesini sağlarlar. Böylelikle yağ depolarında daha az
birikirler. Elmayı iyice çiğneyin, çünkü enzimlerin
faaliyeti ağızda başlar.
UZMAN
YARDIMIYLA TEDAVİ
Çeşitli
etkili yöntemlerle selülit artık kesinlikle tedavi ediliyor.
Selülit tedavisinin tıbbii tedavi şekilleri
· Tıbbi masajlar : Selülit
tedavisinin en önemli ayağı masajdır. Çünkü masaj kan ve
lenf dolaşımını harekete geçirir ve dokuların taze oksijen
ile dolmasını sağlar. Selülit tedavisinde etkili olan iki
tür masaj vardır. Dolaşım masajları: Kan ve lenfatik
dolaşıma yöneliktir. Bu masaj deri altı kan dolaşımını
aktive ederek, dokunun canlanmasını sağlar. Lenfatik drenaj
masajları: Bu masajlar özellikle lenf dolaşımı üzerinde
etkilidir. Masajın, hem elle, hem de aletle uygulanan şekilleri
vardır. Elle olan daha yüzeysel olurken, aletli masajın
derinlemesine bir etkisi vardır. Her iki masaj sonunda hücrelere
bolca oksijen gider ve toksinlerin vücuttan atılması
kolaylaşır.
· Akupunktur: Organizmanın
değişik fonksiyonlarının hepsinin kumandası kulakta bulunur.
Akupunktur ile bu fonksiyonlar harekete geçirilir. Bu
fonksiyonların arasında su birikmesine neden olanlar da aktive
edilir.
· Ozon terapi-Ozon banyosu:
Ozon terapi, hücre oksijenlenmesini baz alarak, başarılı bir
şekilde selülit tedavisinde de uygulanır. Artıklarla dolu
olan selülit hücrelerini oksijen ile temizlemeye yönelik bir
programdır. Ozon terapi bir kabın içerisinde gerçekleşir. Bu
sırada ozon buharın epiderm tabakaya kadar girip o bölgenin
oksijen ile dolmasını sağlayarak, dokusal kan dolaşımını
aktive eder.
· Lazer terapi: Lazer terapi
ikiye ayrılır; soğuk lazer ve sıcak lazer. Soğuk lazer,
helyum neon lazer olarak da anılır, selülitli bölgedeki
hücreler üzerine uygulanır. Lazer, burada hücreleri geçerek
değişimleri hızlandırıp, o bölgede su tutulmasını
engeller. Sıcak lazer, selülitin oluştuğu hareketsiz bölgeye
uygulanarak, orada bulunan dokuların dolaşımını sağlar.
· Ultrason: Kadındaki hemen
hemen farkedilemeyecek kadar küçük yağları bile derinliğine
yakalayıp, parçalamayı başarır. Daha fazla yağlanmanın
olduğu bölgelerde de daha derine gidilerek lenfleri uyarır ve
yine parçalar.
· Basınç terapisi: Bu
metodda bacaklar sarılır. Hava basıncı ile çalışan bir
odaya girilir. Çok dikkatlice yavaş yavaş, hava basıncı
azaltılır. Bununla da lenfatik dolaşım ve kan dolaşımı
harekete geçer. Tabi burada önemli olan kişiye özel bir
programlama yaparak, herkesin ihtiyaçlarına uygun bir tedavi
uygulamaktır.
· Mezoterapi: Bu yöntemde,
sıvı haldeki ilaçların şırınga darbeleriyle uygulanması
esastır. Daha yeni bir versiyonu da homeopati yöntemini
kullanarak, tahmin sistemini çalıştırmak ve öngörüden
yararlanarak uygulama yapmaktır. Hiç yan etkisi olmayan naturel
maddelerden faydalanılır. Bu yöntem, kan toplanmalarını da
önler.
· Lipoelektro: Bu, uzun iğnelerden
yararlanmak suretiyle yapılan bir yöntemdir. Uzun, çok ince
uçlu ve keskin iğnelerle uygulanır. Elektro ile yağlı bölge
arasında bir bağlantı kurulur. Çok düşük düzeyde çalıştırılarak,
selülitli bölge üzerinde çalışılır. Bu bölge üzerinde,
düzenli ve sık aralıklarla işlem yapılır. İğne, selülitli
bölgedeki yağları parçalar ve yağları ortaya çıkartır ve
aşırıya kaçmadan bunlar boşaltılır