BEDEN İŞARETLERİ
İnsanlarda
cinsel içgüdü diğer hayvanlara göre daha güçlü,
cinsel yaşam daha yoğun ve süreklidir. Bazı yazarlar
bunun insanın sinir sisteminin daha gelişmiş
olmasından ileri geldiğini savunmaktadır. Bazılarına
göreyse, insan cinselliğinin bu şiddeti, insanlarda
anne, baba ve yakın akrabalarla cinsel ilişki
kurulamaması gibi yasaklarla cinsel doyumun ertelenmiş
olmasından kaynaklanmaktadır. Desmond Morris (Zoolog)
gibi bazı araştırmacılarsa tam tersine, insanlarda
çift ve aile yaşamının sürebilmesi ve karı koca
ilişkilerinin doyurucu hale gelebilmesi için cinsel
faaliyetin daha karmaşıklaşmak, zenginleşmek ve
yoğunlaşmak zorunda kaldığını söylemektedir. Ama
nedenleri ne olursa olsun, insan cinselliğindeki bu
yoğunluğun onun anatomisinde, diğer hayvanlarda
rastlanmayan çok belirli özelliklere yol açtığı
doğrudur.
Bu özelliklerden ilk dikkat çekeni, kadın göğüsleridir.
Kadın göğüslerindeki büyümenin cinsellikle değil,
annelikle ilgili bir gelişme olduğu söylenir. Ne var
ki, başka hayvanlarda ve insanlara en yakın
maymunlarda; dişiler yavrularına yeterli miktarda süt
verdikleri halde, memeleri insan dişisinde olduğu gibi
büyük ve yuvarlak değildir. Bu nedenle, kadın
memesine bütünüyle bir cinsel çekim öğesi, insanlar
arası bir cinsel işaretleşme olarak bakılabilir.
Cinsel uyarılma sırasında meme başlarının şişmesi
ve dikleşmesi ve çoğu kadında da meme ucundaki koyu
renkli dokunun (areola) daha da koyulaşması bu cinsel
işaretleşmenin, bedensel dilin bir parçasıdır.
İnsanlarda kulak memeleri de aynı işleve sahiptir. Bu
organın işitmeyle ilgili hiç bir görevi yoktur.
Anatomistler , kulak memesinin yararı olmayan bir yağ
dokusu olduğu görüşündedir. Bu organ. olsa olsa,
insanların eskiden sahip olduğu büyük kulakların bir
kalıntısı olarak görülmektedir. Ne var ki, insana en
yakın hayvanlara bakıldığında buna benzer bir organa
rastlanmamaktadır. Şempanzelerin ve gorillerin
kulaklarının altı, başlarına yapışıktır. Gerçekte
kulak memelerinin tek bir görevi vardır ve uygar
toplumlarda egemen olmuş cinsellik karşıtı
anlayış, bu görevin açıkça belirtilmesini önlemiştir.
Cinsel uyarımların etkisiyle şişen, kızaran ve son
derece duyarlı hale gelen kulak memesi, esas olarak bir
haz merkezidir. Bir çok kadın ve erkeğin ancak kulak
memesinin uyarılması sonucunda orgazma ulaştığı düşünülürse,
bu yararsız gibi görünen organın işlevi daha iyi
anlaşılır. Hayvanlarda görülmeyen o uzun süreli, yoğun
sevişme kendine gerekli organları da oluşturmuştur.
İnsanlara özgü bir başka cinsel organ da
dudaklardır. İnsan dudağı, diğer hayvanlardan oldukça
farklı bir biçim taşır. Hiç bir hayvanın dudağı
bizimkiler gibi dışa dönük değildir. Şempanze/er de
zaman zaman dudak/anını ileri uzatıp dışa dönmektedir
ama, onlar için bir somurtma ifadesidir bu. Dudakları
normal olarak kapalıdır. Oysa insan dudağı sürekli
olarak kıvrık ve dışa dönüktür; derisi, yüzün
derisinden farklı olan bir mukozayla kaplıdır ve yüzün
geri kalan kısmından hemen ayırdedilen kesin çizgili
bir biçimi vardır. Bu belirgin biçim, dudakların bir
görsel işaretleşme aracı olmasına yol açar. Ayrıca,
dudağın çok hareketli bir organ oluşu ve böylece çeşitli
duyguları ifade edebilmesi de, bu işaretleşmeyi
kolaylaştırır. Bu açıdan, dudaklar cinsel uyarılma
ve çekim sırasında çok önemli bir rol oynamaktadır.
Duyarlı mukoza, dudağın , burundan çok daha yoğun
bir haz merkezi olmasını sağlarken, sürekli dışa dönük
dudak yapısı da uzun süreli öpüşmeyi mümkün kılmaktadır.
Buna karşılık, eğer insan dudağı da maymunların
dudağı gibi kapalı olsaydı, öpüşmek için özel
bir çaba harcanması ve ağız kaslarının sürekli
gerilmesi gerekirdi. Bu da öpüşmeden alınacak hazzın
azalmasına yol açardı.
ÖNCEKİ SAYFA SONRAKİ SAYFA
|