DIWA SAGLIK - CINSEL SAGLIK

 

 

    T E M A S
 
Fiziksel temas her iki cins için, ama özellikle de kadınlar için en önemli cinsel uyarıcılardan biridir. İnsanların en büyük cinsel organları ciltleridir.Tüm vücut yüzeyinin duyarlılığı, bebeğin annesinin vücuduyla olan ilk temaslarından kaynaklanır. Ama modern toplumlarda vücut teması, küçük yaşlardan başlayarak kısıtlandığı, çocuğun kendi vücuduyla, saçlarıyla, cinsel organıyla oynaması ayıplandığı için, çoğu insan bedensel temasa karşı ürkek yetişir. Daha temelde, insanların içindeki doğal dürtülerle toplumsal hayatın gereklerinin çatışması sonucunda, insan vücudu, Wilhelm Reich'in deyimiyle bir zırh haline gelir. İnsanı hem dış dünyadan hem de kendi içindeki doyumsuz kalmış arzuların yarattığı endişeden koruyan bir zırhtır bu. Modern toplumlarda ve özellikle fiziksel çalışmaya kapalı nüfus kesimlerinde, insanlar sürekli olarak başkalarına sürtünmemeye, bacaklarını kapamaya, dizlerini örtmeye özen gösterme endişesi içindedir.
Bütün bunların sonucunda insan vücudu duyarsızlaşır, ya da negatif bir duyarlılık kazanır: vücudumuza herhangi bir şey değil de insan eli değince gıdıklanmamız, aniden kasılmamız bundandır.
Bu yüzden, cinsel yaşamın başlangıcında bir çok kadın ve erkeğin kendilerini yeni baştan bedensel temasa alıştırmaları, rahatlamayı önleyen kültürel spazmlardan kurtulmaları gerekir. Çünkü kapalı ortamlarda, baskıcı bir cinsel kültürün geçerli olduğu çevrelerde, dar anlamda cinsel birleşmenin dışında hiçbir tensel temas yaşanmaz. Bugün bile, çocuk sahibi olmuş ama eşlerinin cildine dokunmamış bir çok insan bulmak mümkündür. Bu yüzden cinsel terapi yöntemlerinde, eşlerin birbirine dokunması yoluyla cinsel duyarlığın geliştirilmesi ya da yeni baştan kazanılması önemli bir yer tutmaktadır. Ama eşlerin birbirine dokunmayı, cilt duyarlılığından zevk almayı ve birbirlerini bu yoldan uyarmayı öğrenmelerinin dışında, dokunmanın doğrudan doğruya cinsel olmayan bir boyutu da vardır. Dokunma ve sarılma, bebeklik ve çocukluktan kalma bir gereksinme olduğu için, cinsel arzunun yanısıra "şefkat alışverişinin" de aracıdır. Cinsel terapiye başvuran çok sayıda insan dönem dönem birine sarılma dürtüsünü içinde duyduğunu ve üstelik bunun hiç de cinsel bir boyut içermeyebildiğini bildirmiştir. Dokunma bir dildir: hayvanların hemen hepsi, istek ve tepkilerini tensel temas yoluyla iletirler. Doğu kültürlerinde de erkeklerin birbirine teması, herhangi bir eşcinsel anlam içermeyen bir iletişim yoludur.
Cinsel uyarım yolu olarak dokunma genellikle masaj türü kas uyarımlarıyla birlikte yürür; cilt ve kaslar aslında aynı anda uyarılırlar. Birbirlerini bir ölçüde tanıyan kişiler, sevişme sırasında eşlerinin zevk alıp almadığını, uyarılmış olup olmadığını onun derisine ve kaslarına dokunarak anlayabilirler.
Dokunma kadınlar için daha önemli bir duygulanım aracıdır, çünkü kadının cinsel yaşamında üreme organları erkeğinki gibi bir saplantı haline gelmemiştir. Bu, belki de, kadının küçük yaştaki erkek çocuklarınki gibi bir penisi olmadığını gördükten sonra yaşadığı eksiklik duygusunun bir sonucudur; ama bu eksiklik, daha sonra, erkeğin sadece belirli bir organla sınırlanmış cinsel duyarlığına oranla daha geniş ve yaygın bir haz kaynağının doğmasını da sağlamıştır. Bu nedenle, bazı erkekler kendilerinin eşleri kadar zevk almadığını görerek şaşkınlığa kapılmaktadırlar.Bu durumda kadının cinsel birleşme noktasına gitmeden sadece dokunma ve masaj yoluyla erkeğin tensel duyarlığını geliştirici egzersizlere başvurması yerinde olur.

 

ÖNCEKİ SAYFA